Hz. İsa’nın Hayatı
Hz. İsa, tarihi kaynaklara göre, bundan
yaklaşık 2000 yıl önce yaşamış, Allah’ın dünyada ve ahirette seçkin
kıldığı bir elçisidir. Matta İncili’nde Hz. İsa’nın I. Herod ve rejim
değişikliği döneminde (MÖ 4), Luka İncili’nde ise İmparator Augustus
döneminde (MS 6), Yahudiye’deki nüfus sayımı sırasında doğduğu
bildirilir. Bu bilgileri doğrulamak mümkün değildir. Ancak çeşitli
kaynakları inceleyen uzmanlar, Hz. İsa’nın MÖ 7-6 yılları arasında
doğduğunu tahmin etmektedirler.
|
Şimdiye kadar bulunmuş en eski İncil parçası (MS 125)
|
Allah’ın üstün özelliklerle lütufta bulunduğu, sonsuz
cennet yurduyla müjdelediği bu değerli elçisinin getirmiş olduğu hak
din bugün ismen yeryüzünde bulunsa da, gerçekte dejenerasyona uğramış ve
aslından saptırılmıştır. Allah’ın Hz. İsa’ya vahyettiği İncil de aynı
şekilde ismen mevcuttur, ancak aslı ortada yoktur. Hıristiyan kaynakları
çeşitli bozulmalara uğramış ve tahrif edilmiştir. Dolayısıyla bugün Hz.
İsa ile ilgili gerçek bilgileri bu kaynaklardan temin etmemiz mümkün
değildir. Hz. İsa hakkında doğruluğu kesin bilgiye ulaşabileceğimiz
yegane kaynak, Allah’ın kıyamete kadar koruyacağını vaat ettiği
Kuran’dır. Kuran’da, Hz. İsa’nın doğumu, hayatı, bu süre içinde
karşılaştığı olaylardan örnekler, çevresindeki insanların durumu ve daha
birçok konudan bahsedilmiştir. Hz. İsa’nın Yahudilere nasıl tebliğ
yaptığı da birçok örnekle haber verilmiştir. Al-i İmran Suresi’nde
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve size haram
kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbiniz’den bir ayetle
geldim. Artık Allah’tan korkup bana itaat edin. Gerçekten Allah, benim
de Rabbim, sizin de Rabbiniz’dir. Öyleyse O’na ibadet edin. Dosdoğru
olan yol işte budur.” (Al-i İmran Suresi, 50-51)
Hz. İsa’nın bu davetine çoğu Yahudi icabet etmemiş,
ancak az sayıdaki havari ona uymuştur. Kuran’da bu samimi inananların
varlığı şöyle bildirilmektedir:
Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki: “Allah
için bana yardım edecekler kimdir?” Havariler: “Allah’ın yardımcıları
biziz; biz Allah’a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahit
ol” dediler. “Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk.
Böylece bizi şahitlerle beraber yaz.” (Al-i İmran Suresi, 52-53)
Yeni Ahit’e göre Hz. İsa, yanında bu 12 öğrencisi
olduğu halde Filistin’in dört bir tarafını dolaşmıştır. İnsanları
Allah’a iman etmeye davet etmek için yaptığı bu yolculukları sırasında
Allah’ın dilemesiyle çeşitli mucizeler gerçekleştirmiştir. Hasta ve
sakat insanları, alaca hastalığına tutulanları iyileştirmiş, doğuştan
kör olanların gözlerini açmış ve ölüleri diriltmiştir. Bu mucizeler
Kuran ayetlerinde şu şekilde haber verilmektedir:
…”Gerçek şu, ben size Rabbiniz’den bir ayetle geldim.
Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da
hemencecik Allah’ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah’ın izniyle doğuştan
kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim.
Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer
inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır.” (Al-i İmran
Suresi, 49)
Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve
annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile destekledim,
beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı,
hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde
(bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş
oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun,
(yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına
apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, “Şüphesiz bu
apaçık bir sihirdir” demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri
püskürtmüştüm.” (Maide Suresi, 110)
|
Ünlü İtalyan ressam DUCCIO di Buoninsegna’nın, Hz. İsa’nın körleri iyileştirmesini tasvir ettiği, “The Healing of the Blind Man” isimli duvar resmi |
Hz. İsa büyük mucizeler göstermiş, insanlar onun
gösterdiği bu mucizelerden çok etkilenmişlerdir. Ancak Hz. İsa daima, bu
mucizelerin Allah’ın izniyle gerçekleştiğini belirtmiş, İncil
açıklamalarında ise iyileştirdiği insanlara sık sık “imanın seni
kurtardı” demiştir. Nitekim halk da, Matta İncili’ne göre, Hz. İsa’nın
mucizeleri karşısında Allah’ı yüceltmişlerdir:
İsa o bölgeden ayrılıp Galile gölünün kıyısından
geçerek dağa çıkıp oturdu. Yanına büyük bir kalabalık geldi.
Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta vardı.
Hastaları O’nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi.
Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların sağlam oluverdiğini, körlerin
gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce şaştı ve İsrail’in Tanrı’sını
yüceltti. (Matta, 15: 29-31)
Artan engellere rağmen, özellikle de, baskı ve zulüm
altında yaşayan halkın arasında, Hz. İsa’ya inananların sayısı artmaya
başlamıştır. Bu dönemde Hz. İsa ve havarileri bütün çevre kasabaları ve
şehirleri dolaşmışlardır. Bu arada rahipler ve yazıcılar, yıllardır
sürdürdükleri geleneklerinin batıl yönlerini kendilerine anlatan,
kurdukları düzendeki sapmaları hatırlatan, kendilerini sadece Allah’a
iman edip, Allah için yaşamaya çağıran Hz. İsa’ya karşı tuzaklar
hazırlamaya başlamışlardır. (Luka, 22: 1-2; Yuhanna, 11: 48).
Kuran’da Hz. İsa’nın Allah Katına alındığı ve bir
benzerinin, o zannedilerek öldürüldüğü haber verilmiştir. Hz. İsa, bütün
peygamberlerin yaptığı gibi, kavmini, Allah’a iman etmeye, gönülden
teslim olup Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaşamaya, günahlardan ve
kötülüklerden sakınmaya, salih amellerde bulunmaya davet etmiştir.
Onlara dünya hayatının geçiciliğini ve ölümün yakınlığını hatırlatmış,
ahiret gününde her insanın tüm yaptıklarıyla hesaba çekileceğini
bildirmiştir. İnsanları yalnızca Allah’a ibadet etmeye ve sadece
Allah’tan korkup sakınmaya çağırmıştır. İncil’de de bu konularla ilgili
çok sayıda öğüde ve mesel adı verilen eğitici hikayelere rastlamak
mümkündür. Hz. İsa, İncil’de yer alan ifadeyle, “imanı kıt olanlar”a
karşı öğütler vermekte, insanlara “Allah’ın Egemenliği”nin yakın
olduğunu müjdelemekte ve onları Allah’tan bağışlanma dilemeye davet
etmektedir. Bu hakimiyet, Yahudilerin Mesih’in gelişiyle birlikte
kurulacağını umdukları ve İsrailoğullarının imanına ve kurtuluşuna
vesile olmasını bekledikleri hakimiyettir.
Hz. İsa, Hz. Musa Şeriatı’na; yani gerçek Tevrat’ın
hükümlerine bağlı kalmış ve Yahudileri de, bu hükümlerden uzaklaştıkları
ya da bu hükümleri samimiyetsiz bir biçimde, gösteriş amacıyla
uyguladıkları için uyarmıştır. Yeni Ahit’e göre, kendisine karşı çıkan
Yahudilere “Musa’ya iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz, çünkü
o benim hakkımda yazmıştır” (Yuhanna, 5: 46) demiştir. Hz. İsa
insanları Tevrat’a dönmeye davet etmiştir. Matta İncili’nde Hz. İsa’nın
“Kutsal Yasa”ya yani Hz. Musa’nın Şeriatı’na uyulması için verdiği bir
emir şöyle aktarılır:
… Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim… (Matta, 5: 17)
Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini
kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin
Egemenliği’nde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir
ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde büyük sayılacak.
(Matta, 5: 19)
Kuran’da da Hz. İsa için şu şekilde haber verilmektedir:
Benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve size haram
kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbiniz’den bir ayetle
geldim. Artık Allah’tan korkup bana itaat edin. (Al-i İmran Suresi, 50)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder